Kullanıcı Odaklı, Faydalı, Güvenilir ve Özgün İçerik Oluşturma Rehberi
Google, web sitelerimizdeki içerikleri incelerken belli başlı bazı otomatik sıralama sistemleri kullanır. Bunlar, sıralamaları yükseltmek için değil daha çok kullanıcıların yararına uygun, özgün, faydalı ve güvenilir içeriklerin liste başı arama sonuçlarında gösterilmesi amacıyla tasarlanmıştır.
Kullanıcı odaklı içerikler, öncelik olarak okuyucular için oluşturulmuş içerikleri ifade eder. Okuyuculara her anlamda fayda sağlayan içerikler arama motoru sıralamalarını da etkileyebilir. Fakat öncelik, sıralama yükseltme üzerine olmamalıdır.
Google’ın ve web sitemizi ziyaret eden kullanıcıların içeriklerden memnun kalması amacı ile uygulayabileceğimiz birtakım yöntemler bulunur. Bu yöntemler içeriğimize objektif bakmak ile ilgilidir. İçeriğimize dışarıdan bir gözle bakmak, yorumlamak ve kişisel bir değerlendirmeye almak içeriğimizin yayınlanmasından önceki her aşamayı titizlikle kontrol etmek, incelemek ve elbette sonuçları da ölçümlemek doğru içeriği yayınladığımızdan emin olmamızı sağlar.
Kişisel değerlendirme yapabilmek için kendimize ve içeriğimizde yer alanlara yönelik 15 adet soru sorduk. Bunlara verdiğimiz cevaplara göre kullanıcı odaklı, faydalı, özgün ve güvenilir içeriğimizi oluşturabiliriz ve var olan içeriklerimizi bu maddelere uygunluğuna göre kontrol edebiliriz.
İçindekiler Tablosu
İçeriğimiz ile İlgili 15 Maddelik Kişisel Değerlendirme Soruları
1- İçeriğimiz özgün bilgilere yer veriyor mu?
Bu soruyu sormamızdaki temel sebep, hem Google tarafında kullanıcılara fayda sağlayacak olan içerik tanımı arasında kopya içeriklerin yer almaması ve özgünlüğün ön planda olması hem de kullanıcıların farklı bir web sitede gördüğü içeriğin bir benzerini bizim sitemizde gördükten sonra okumayarak siteden ayrılacak olması ihtimalinden kaynaklanmaktadır. Bu ise bounce rate adını verdiğimiz hemen çıkma oranının yüksekliğini artırabilir ve nihayetinde web sitemizin özellikle o içerikteki sıralamalarını kaybetmesi ile sonuçlanabilir. İçeriğimiz eğer başka kaynaklardan yararlanıyorsa, bu kaynakları kopyalamaktan, bir kısmını değiştirerek yeniden yazmaktan kaçınmalı ve bunun yerine önemli bir ek bilgi ve özgünlük getirmeliyiz. Örneğin biz, bu içeriği oluştururken Google’ın paylaştığı bir içerikten yararlandık. Fakat direkt kopyalamayarak ve Google’ın bahsi geçen içeriğinde sorduğu soruları yanıtlayarak ek değer kazandırmaya çalıştık. CopyScape gibi özgünlük kontrolü yapan bir araç kullandığımızda da içeriğimizin özgün olduğu bilgisine ulaşabildik.
İlgili içerik: https://developers.google.com/search/docs/fundamentals/creating-helpful-content?hl=tr
2- İçeriğimiz raporlar, analizler veya araştırma sonuçlarına yer veriyor mu?
İçeriğimizi oluşturmadan önce geniş kapsamlı bilgi aktarabilmek için konu ile ilgili profesyonelleşmiş olmamız veya konunun meraklısı olmamız ve içeriği yazmadan önce konu hakkında araştırma yaparak bu araştırmanın sonuçlarını şeffaf bir şekilde yansıtıyor olmamız gerekir. Yanlış raporlamalar eklenirse kullanıcılara değer katmayan bir içerik haline dönüşecek ve Google bunu bir süre sonra fark edecektir.
3- İçeriğimiz konuyla ilgili önemli ve tam kapsamlı bir açıklama ve ilgi çekici bilgiler sağlıyor mu?
Google tarafında, içeriğimizin diğer benzer içerik paylaşan sitelerden ayrışması için daha önemli, daha ilgi çekici, daha doğru ve daha kapsamlı bilgileri okuyucu kitlemize aktarmamız gerekir. Ne kadar diğer benzer içeriklerden farklılaşmış bir içerik paylaşırsak o kadar etkili bir yol izlemiş oluruz ve hatta içeriğimiz öne çıkan snippet haline bile gelebilir. İçeriğimizi okuyanlar, ilgili konuda yeterli bilgiye erişebilmeli ve tatmin olmalı. Ayrıca içeriğimizi okuduktan sonra daha iyi bir bilgi bulmak için farklı kaynakları ziyaret etmesine gerek kalmamalı. İçeriğimizi oluştururken asıl amacımız okuyucuyu bilgiye doyurmak diyebiliriz.
4- Ana başlığımız ve ilk paragraflarımız içeriğimizin faydalı bir özetini sağlıyor mu?
İçeriğimizi yayınlarken dikkat etmemiz gereken bir nokta da okuyucu kitlemizin ilk başta göz atacağı yer olan içerik başlığımızı nasıl oluşturduğumuz ve ilk paragraflarda ne anlatıyor olduğumuzdur. Eğer başlık, içerikte anlatılan konu ile ilgili değilse veya altının doldurulamayacağı şekilde abartılı, sansasyonel bir kelime veya cümleden oluşuyorsa düşünüldüğü gibi okuyucu kitlesinin dikkatini çekmekten öte gereksiz bilgi paylaşımı ve abartılı anlatım olduğu düşünülerek okuyuculara istenildiği gibi ulaşamayabilir. İçeriğimizin ilk paragraflarında da konunun kısa bir özetinin paylaşılması önemli bir özellik olacaktır. Okuyucunun içeriğin devamını okuyabilmesi konusunda uyarıcı etkilerde bulunarak sade, yalın ve abartıdan uzak, dikkat çekici bir dil kullanılması faydalı olacaktır.
5- İçeriğimiz başkaları ile paylaşmak istenilen türden bir içerik mi?
İçeriğimize uzaktan bir göz ile objektif olarak bakmamız gerektiğini belirtmiştik. Bu doğrultuda yayınladığımız içeriği bir başkası yayınlamış olsaydı bunu tekrar okumak için kaydeder miydik, arkadaşlarımızla veya sosyal medyamızda paylaşır mıydık? Cevabımız hayır ise içeriğimizi tekrar gözden geçirmemizin vakti gelmiş demektir. Eğer cevabımız evet ise gayet iyi bir içerik oluşturduk demektir!
6- İçeriğimizin farklı kaynaklar tarafından referans verilmesini bekler miyiz?
Beşinci maddeye benzer şekilde içeriğimize objektif olarak baktığımızda farklı bir sayfa bu içeriği yayınlasaydı ve biz de benzer bir içerik oluşturacak olsaydık kaynak göstermek için veya referans vermek için kullanır mıydık? Bu soruyu diğer içerik oluşturucuları açısından bakarak yorumlamak önemli.
7- İçeriğe güvenebilir miyiz?
İçeriğimizi inceleyen bir kullanıcı, ilk etapta web sitemizin güvenilirliği ile ilgili endişeye kapılmamalıdır. Bunun için web sitemizde içeriğimiz ile ilgili veya benzer diğer konularda da farklı zamanlarda, farklı içerikler paylaşmış olmamız faydalı olacaktır. Ek olarak web sitedeki tasarımsal detaylar ve SSL sertifikası gibi konulara ayrıca yer verilmelidir. Web sitemiz haricinde içeriğimizi paylaştığımız sayfada da güvenirlik sağlamak amacıyla kaynakları belirtmek, yazar veya yazarların bilgilerini eklemek, yazar/yazarların uzmanlıklarını açıklamak olumlu bir izlenim bırakacaktır.
8- İçeriğimizde yazım yanlışı veya tasarımsal sorunlar bulunuyor mu?
Web sitemize eklediğimiz hiçbir içerikte genel bir tasarımsal sorunun olmaması için en başta bunun planlanması gerekir. Örneğin yazıların çok büyük veya çok küçük boyutta olmaması, yazıların okunabilir derecede renk seçimine sahip olması, içeriklerin belirli bir sıraya göre yayınlanıyor olması (tarihe göre, popüleritesine göre vb.), içerikler okunduğu sırada sürekli karşımıza çıkan pop-up reklamların rahatsız ediciliğinin azaltılması gibi konuların yanı sıra içeriklerin kendi içlerinde de görsel veya video eklemelerinde çok büyük veya çok küçük gözükmemeleri, içerik ile alakalı olmaları gibi tasarım konularına dikkat edilmesi gerekir. Ufak tefek yazım yanlışları çoğu kez dikkat çekmez. Birkaç satır üstte parantez içinde yer verdiğimiz popülerite kelimesinin aslında popülarite olarak yazılması gerektiğini çoğu kişi görememiş olabilir. Ancak devamlı olarak yazım yanlışı yapılması okuyucunun dikkatini çekebilir ve okumayı keyifsiz hâle getirebilir. Özellikle bazı kelimelerde yazım yanlışı yapılması toplum tarafından kabul edilemeyebiliyor (devlet veya din ile ilgili terimler gibi). Word gibi bir yapı ile yazı yazıldığında yanlış yazılan kelimeleri fark etmek daha kolay olabilir.
9- İçeriğimiz YMYL kapsamına giriyor mu?
İçeriğimizi oluştururken hangi sektörde olduğumuz kadar hangi konuda içerik yayınladığımızın da önemli olduğunu vurgulamıştık. Bu etapta yazımızın sonlarında yer verdiğimiz YMYL kapsamına giren bir içerik oluşturduysak, içeriğimizi okuyan kullanıcıların yaşamı veya paraları ile ilgili olumsuz bir durum yaşamayacaklarından emin olmalıyız.
10- İçeriğimiz özensiz veya aceleyle hazırlanmış gibi mi görünüyor?
İçeriğimizi okuduğumuzda özen gösterilmeden hızlı bir şekilde hazırlanmış gibi görünüyorsa, içeriğe eklenen bazı kısa cümleleri daha açıklayıcı ve uzun şekillerde, anlamını kaybetmeden yeniden paylaşmak içeriğin özenle üretilmiş olduğunu daha net bir şekilde gösterebilir.
11- İçeriğimiz dikkati başka yöne çekiyor mu?
İçeriğimizi yazarken bazen fark etmeden farklı konulara giriş yapabiliyoruz. Özellikle uzun içeriklerde bunu zaman zaman gözlemliyoruz. Konudan bağımsız bilgiler ve örnekler dahil edilmesi gibi durumlar gerçekleşebiliyor. Bunun çözümü için içeriklerimizi tamamladıktan sonra sesli bir şekilde birisine okuyormuş gibi okuyabiliriz. Eğer okumada sorun yoksa tamamdır. Okurken bir şeylerin farklı taraflara doğru ilerlediğini düşünüyorsak o kısımları revize edebiliriz.
Bu sorunun bir de reklam için içerik oluşturan yazarlar tarafından düşünülmesi gerekebilir. Bir ürün veya hizmetin tanıtımını yapmak için içerik oluşturduğunuzda reklamın çok bariz ve fazlaca gösterilmesi okuyucunun dikkatini dağıtacağı gibi olumsuz bir izlenim de bırakabilir.
12- İçeriğimiz mobil uyumlu mu?
İçeriğimizi masaüstü cihazımızda düzenli bir şekilde yayınladıktan sonra mobil cihazlarda da masaüstü cihazımızda yer alan düzenli görüntü sağlanabilmeli. Bunun için de web sitenizin mobil uyumlu olması ve responsive tasarım ile tasarlanması gerekir.
13- Arama sonuçlarındaki performansımızı artırmak için birçok farklı konuda mı içerik oluşturuyoruz yoksa içerik oluşturmamızın nihai amacı kullanıcılara bilgi aktarmak mı?
İçeriğimizi, ilk başta yer verdiğimiz paragraflarda bahsettiğimiz gibi sadece arama motorları için yayınlamaktan ziyade kullanıcılara bilgi aktarmak, değer katmak gibi amaçlarla yayınlamak çok daha iyi sonuçlara sebebiyet verir. Bu durum arama motorlarındaki sonuçlara da olumlu etki edecektir. Ayrıca birçok birbirinden bağımsız konuda içerik paylaşmak güven vermeyebilir. Örneğin bizler Tepe SEO olarak dijital pazarlama sektöründeyiz. Yayınladığımız içerikler de yine dijital pazarlama ile bağlantılı içeriklerdir. Ancak politika veya döviz kuru gibi konular ile ilgili içerikler paylaşırsak bu bizi artık sektörden ayırır ve kullanıcı tarafında da olumlu izlenim bırakmayacağı gibi Google’ın da sektörümüzü ve özel anahtar kelimelerimizi anlamasını zorlaştırır. Bu duruma haber siteleri, forumlar ve blog siteleri dahil değildir. Onların birçok farklı konuda içerik yayınlaması sorun olmayacaktır.
14- İçeriklerimize konu belirlerken mevcut kitlemiz için mi yazıyoruz, trend konular oldukları için mi yazıyoruz?
İçerik oluşturmaya başlamanın ilk adımı konu belirlemektir. Mevcut kitlemizin ilgisi olduğunu bildiğimiz konuları, bizzat bizlere sordukları veya geri bildirim yaptıkları konuları ve uzmanlaşmış olduğumuz konuları belirlememiz gerekir. Eğer sektörümüz ile ilgili bir konuyu sadece trend olduğu için yazmayı düşünüyorsak öncelikle bu konuda yeterli donanıma sahip olduğumuzdan emin olmamız gerekir. Eğer donanımımız olmayan trend konularda içerik yayınlarsak ne web sitemize katkısı olur ne de kullanıcılarımıza…
15- Ölçümlemelerimizi nasıl yapmalıyız?
İçeriklerimizi en doğru şekilde yayınladığımıza emin olduktan sonraki etapta ölçüm unsuru yer almaktadır. İlgili içeriğimizin tıklama, okuma, sayfada zaman geçirilme, kaynak gösterilme gibi oranlarının beklentinin üstünde veya altında olması gibi durumları iyi ölçmek gerekir. Eğer bir düşüş söz konusuysa nedenini araştırmamız ve güncellemeler yapmamız önemlidir. Eğer tam tersi şekilde beklentinin üstüne çıkan bir oran görünüyorsa bir sonraki içeriğimizi çok daha iyi şekilde yazabiliriz.
Google İçerik Ölçümleme Sistemi E-E-A-T Nedir?
Google sistemleri, alakalı içeriklerin tanımlanması ve en faydalı olana öncelik verilmesini amaçlar. Google, YMYL kapsamında yer alan web siteleri ve bu web sitelerinde paylaşılan içerikler ile ilgili düzenlemeler ve bazı değerlendirme metrikleri oluşturdu. En faydalı olanı belirlemek için deneyim, uzmanlık, yetkinlik ve güvenilirlik faktörlerini ele aldı. Bu metriklerin oldukça önemli olmasının sebebi; internet üzerinde benzer konularda çok fazla sayıda içerik olması ve içerik eklemenin kimse için bir sınırı olmaması sebepleri ile kullanıcıya en doğru ve kaliteli içeriğin hangisi olduğunu göstermek ve faydalı ile alakasız içerikleri birbirinden ayırmanın gerekli görülmesidir.
2011 yılında tanıştığımız deneyiM, uzmanlık, yetkinlik, güvenilirlik gibi içerik oluşturma olguları, Google’ın 2018 yılındaki ‘’Medic Update’’ güncellemesi ile daha fazla bilinen ve önem verilen bir alana dönüştü. Deneyim, uzmanlık, yetkinlik, güvenilirlik faktörlerini Türkçe’de D-U-Y-G olarak kısaltabiliriz. İngilizce versiyonunda ve global çaptaki kullanımında experience, expertise, authoritativeness ve trustworthiness şeklindedir. Bu da E-E-A-T olarak karşımıza çıkmaktadır. Yazının devamında da E-E-A-T şeklinde bahsetmeye devam edeceğiz.
E-E-A-T tek başına bir içerik ya da sayfa sıralama ölçütü değildir. Ancak dolaylı yoldan E-E-A-T’yi kapsayan tüm maddelerin SEO anlamında olumlu etkisi olmakta ve bu da sıralamaları etkileyebilmektedir. SEO uyumlu içeriklerin kriterleri arasında da kullanıcının aradığı sorguya yönelik doğru cevaplara ulaşabilmesi, güvenilir olması, konuyu bilen kişi tarafından yazıldığının belli olması, özgün ve anlaşılır olması vb. maddeler bulunması E-E-A-T’nin kriterlerine yakınlık gösterir. SEO ve E-E-A-T arasındaki fark ise; E-E-A-T’de içerikler için görevli değerlendirmeciler varken SEO’da arama motoru botları analiz yapmaktadır. E-E-A-T temelde kullanıcı arayüzünün bir karşılığı olarak sınıflandırılabilen metriklere sahiptir. E-E-A-T, Google’ın “kaliteli içerik” sinyallerinden biridir.
Google; finans, sağlık, haber gibi doğru bilginin kritik değere sahip olduğu alanlardaki içeriklerin belirli bir mertebeyi koruması için E-E-A-T metriklerine önem verir. Kullanıcı odaklı içerik oluşturmanın yanı sıra bu 4 temel metriğe göre hazırlanan içeriklerin sıralama yakalamasında üstteki paragraflarda da bahsettiğimiz üzere dolaylı yoldan ödüllendirilme sistemi olabilmektedir.
YMYL Nedir?
YMYL’nin açılımı ‘’Your Money or Life’’ yani ‘’Paranız ya da hayatınız’’. Google’ın E-E-A-T metriklerinin ne için oluşturulduğunu net bir şekilde gösterebilen bir tanımdır. YMYL’e göre bazı sektörler kesinlikle doğru bilgi aktarmalı ve bu bilgileri alanında uzman kişiler paylaşmalıdır. Tam tersi bir durum gerçekleştiğinde insanların hayatlarını veya paralarını olumsuz şekilde etkileyebilir.
YMYL kapsamına giren konu başlıkları ise ağırlıklı olarak şu şekilde:
-Haber siteleri,
-Alışveriş/E-Ticaret siteleri,
-Döviz gibi para çevirmeye yönelik siteler,
-Finans siteleri,
-Yatırım siteleri,
-Hükümet siteleri,
-Kamu siteleri,
-Yasal bilgilendirme siteleri,
-Ebeveyn olmaya yönelik bilgilendirmeler veren siteler,
-Sağlık siteleri,
Bu sektörlerde içerik yayınlamak için ya belli bir diploma gerekir ya da uzun vadede bu sektörleri tecrübe etmiş olmak gerekir. Çünkü özellikle sağlık gibi bir sektörde örneğin açık kalp ameliyatının teknik ve tıbbi detaylarını doktor veya alanında uzman hemşireler dışında birisinden öğrenmek oldukça olumsuz bir duruma sebep olabilir. Bu sebeple YMYL alanına giren sektörlerde profesyonelleşmiş kişilerin içerikleri E-E-A-T kriterlerine uyum sağlayacağı için daha fazla avantaja sahip olacaktır. Hatta örnek olarak Google’da tıbbi bir araştırma yaparsak karşımıza çıkacak olan ilk 3-5 site özel hastanelerin doktorlar tarafından yazılmış içerikleri olacaktır. Çünkü Google sistemleri içerikleri incelerken kullanıcıya en çok faydası dokunacak olan içeriği ön planda tutarlar. Elbette yalnızca içeriğin faydalı olmasına değil, web sitenin de içerik ile bağlantılı olmasına dikkat edilir. Tepe SEO olarak ‘açık kalp ameliyatı nasıl yapılır’ başlıklı bir içeriği doktor bir arkadaşımıza yazdırarak web sitemize eklesek de sitemiz sağlık sektöründe olmadığı için üst sıralarda yer edinmeyecektir. Bu da E-E-A-T kriterlerine uyum sağlamak ile ilgili bir ölçüdür.
SEO ve E-E-A-T maddelerine uyumlu içerik oluşturma konusunda destek almak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.